Sultan Mes'ud (1116-1155)

Sultan Mes'ûd'un tahta çıkışından bir müddet sonra imparator Aleksios Komnenos'un ölümü ve yerine II. loannes Komnenos (Yuannis)'in geçmesi (1118) üzerine iki taraf arasında mücadeleler yeniden başladı. Türkler Denizli'yi aldılar. Fakat yeni imparator 1119 ve 1120 yıllarında yaptığı iki seferle Denizli başta olmak üzere bazı şehirleri zabtetti. Fakat Balkanlar'da Peçeneklerin görünmeleri, imparatoru bu cepheye dönmeye mecbur etti.

Sultan Mes'ûd uzun müddet kayınpederi Emir Gazî ile işbirliği yapmak zorunda kaldı. Bizans ve Haçlılara karşı yaptığı savaşlarla ülkesini bir hayli genişletmiş olan ve Abbâsî halîfesi tarafından "Melik" unvanı verilen Emir Gazî Anadolu'nun en kuvvetli hükümdarı haline gelmişti. Sultanlık Selçuklularda olmakla beraber artık Anadolu hâkimiyeti Danişmendlilere geçmişti.

Sultan Mes'ûd'un Emir Gazî ile işbirliği yapması, Ankara ve Kastamonu taraflarına hâkim bulunan kardeşi Melik Arab'ı tahtı ele geçirmek için harekete geçirdi. Emir Gazî'nin Artuklularla meşgul olmasından faydalanan Melik Arab, kardeşi Mes'ûd ile yaptığı savaşı kazandı. Sultan Mes'ûd Bizans imparatorundan yardım istemek zorunda kaldı. loannes Komnenos, Türklerin birbirleriyle savaşmasından istifade ederek Kastamonu'yu zabtetti.

Diğer taraftan Emir Gazî'nin yardıma gelmesi neticesinde Melik Arab mağlûp ve Kilikya'ya kaçmağa mecbur edildi. 1127 yılında Melik Arab, Türk ve Ermenilerden topladığı kuvvetlerle harekete geçti. Emir Gazî ile aralarında birkaç defa daha savaş oldu ve neticede Melik Arab Bizans'a kaçarak tarih sahnesinden çekildi.

Sultan Mes'ûd 1134 yılında kayınpederinin ölümüne kadar âdeta onun himayesinde idi. Babasının yerine geçen Melik Muhammed ile Sultan Mes'ûd müştereken hareket ederek Bizans aleyhine hudutlarını genişletiyorlardı. Ancak 1143'te Melik Muhammed'in ölümüyle Sultan Mes'ûd üzerindeki Danişmendli baskısı kalkmış oldu. Dadişmendli şehzâdeler arasındaki taht kavgalarından istifade ederek Ankara, Çankırı ve Kastamonu'yu Danişmendlilerden geri aldı (1143).

Bir yıl sonra da Elbistan'ı ülkesine kattı. Bu süratli gelişme ile yeniden Anadolu'nun en kuvvetli hükümdarı haline gelen Sultan Mes'ûd, Musul Atabegleri ile Artuklular arasındaki mücadelelerden faydalanarak doğuya doğru hudutlarını genişletirken kendisine bağlı Türkmen akıncıları da Menderes ve Gediz vadilerini takiple batıya doğru ilerliyorlardı.

Bu gelişmeler karşısında Bizans imparatoru Manuel Komnenos, Türkleri Anadolu'dan atmak için büyük bir ordu ile harekete geçti. Batı Anadolu'daki bazı şehirleri zabtettikten sonra Selçuklu başkenti Konya üzerine yürüdü. Akşehir'de bulunan Selçuklu kuvvetlerini bozguna uğratıp bu şehri tahrip ettikten sonra Konya'ya doğru ilerledi.

Sultan Mes'ûd bu haber üzerine süratle doğudan döndü. Aksaray'da ordusunu hazırlayarak Konya önünde imparator'un karşısına çıktı. Bizanslılar Konya civarını çok tahrip etmişler ve halkı öldürmüşlerdi. Selçukluların savaş taktiği karşısında çok zayiat verdiler ve mağlûp olarak geri çekilmek zorunda kaldılar.


Yazdır   e-Posta

You have no rights to post comments